10 Şubat 2018 Cumartesi

Siyasal İslamcılar'ı, Freud'un bakış açısıyla değerlendirmek

Freud'u hepiniz duymuşsunuzdur. Avusturyalı psikiyatrist. Psikanalizin kurucusu. Dünyada kimilerinin çok takdir ettiği, kimilerinin de düşüncelerini abartılı bulduğu bir kişi. Yine de bir gerçek var ki, bugün dünyanın en önemli üniversitelerinde, psikoloji ile ilgili verilen eğitimlerde, en çok öğretilen bilim insanıdır. Günümüzde de hala insanların ilgisini çeken, eserleri hala okunan ve düşünceleri üzerine hala çalışma yapılan biridir.


Şimdi bu gördüğünüz resmin, bir anlamı var. Elbette Freud gibi biri, üzerinde yıllarca konuşulacak bir insan. Bir kaç kelimeyle, yıllarını harcadığı çalışmalarını açıklayamayız. Yine de bir kaç temel düşüncesini dile getirebiliriz. Freud insanı şöyle tanımlar:

"İnsan aslında bir hayvandır. Çünkü hayvanlar gibi dürtüleriyle yaşar. Kendisini etkileyen en önemli dürtüsü de cinselliktir. İnsan yaptığı şeyin çoğunu, cinsellik dürtüsüne göre hareket ederek yapar. Ancak bu cinsellik dürtüsü bilincinde değil bilinçaltındadır. Bu yüzden bu gerçeğin farkında değildir. Hayvanlarla aramızdaki fark budur" 

Üstelik Freud bu dürtümüzün, sanılanın aksine ergenlik çağında değil, doğumumuzdan itibaren başlayan bir süreç olduğunu söyler. Hatta kimilerini okurken rahatsız edecek şöyle bir açıklaması da vardır:

"Kız ya da erkek fark etmez. Bir bebek, annesinden süt emdiği sırada, seksüel bir zevk duyar"

Üstelik Freud, bu açıklamaları yaptığı zaman, bugün medeniyetin kendisi olarak övünen batının, çok tutucu olduğu bir dönemdi ve elbette bu düşünceleri hiç hoş karşılanmadı.

Ve Freud'a göre, aslında sadece Freud'a göre değil, elbette doğal olarak bu cinsellik dürtüsünü bilincinde yaşayıp, kontrol altına alamayan insanlar hastadır. 

Şimdi Freud'un bu düşüncelerine bakınca, aklıma bu Arap milliyetçisi yobaz Siyasal İslamcılar geldi. Bu yobaz Siyasal İslamcılar, her zaman vardı. Fakat malumunuz, son yıllarda iyice ortaya çıktılar ve hamam böcekleri gibi gizlice yaşayıp, çıt çıkarmayan bu yaratıklar, bir şeylerden bulduğu cesaretle(Ne olduğunu biliyorsunuz) toprağın üstüne çıkıp, sapkınca konuşmalar yapmaya başladılar.

Mesela bir tanesi çıkıyor ve diyor ki: "Bir erkek, baldızından etkilenebilir. Aynı zamanda bir erkeğin kaynanası, eğer genç ve alımlı ise, damadının evinde kalmamalı çünkü erkek, kaynanasından da etkilenebilir"

Şimdi bu açıklamalar, Freud'a göre, hasta bir insanın yapacağı açıklamalar. Çünkü bakın, elbette o yobazlarda dürtüleri ile yaşıyorlar ama kontrol altına alamıyorlar. Ya da almıyorlar. Bilinçlerinde bunu yaşayıp, sanki normalmiş gibi de dile getirip, haklı olduklarını iddia ediyorlar.

Tabi bunu okuyanlar düşünebilir ve diyebilir: "Ya ne bacısı, baldızı? Bunlar kendi analarının diz kapağından, kızlarının vücutlarından bile tahrik oluyorlar!" Biliyorum, sadede kademe kademe geliyorum.

Freud'un çok çarpıcı bir açıklaması daha var. Ensest duygularla ilgili. Şöyle der:

"Her insanın içinde, bir parça ensest duygu vardır. Fakat normal insanlarda bu ensest duygu, uyuyan bir ejderha gibidir. Ve bu ejderha asla uyanmaz. Sadece nadiren, çok kısa süre için horlar"

Ve elbette, bunu kontrol edemeyip, bu dürtüsüyle hareket eden insan hastadır ve ciddi bir tedavi altına alınması gerekir.

İşte bu Arap milliyetçisi yobaz Siyasal İslamcıların, nasıl ciddi bir kronik hasta olduklarını gösteriyor. Çünkü mevcut dünya görüşleri yüzünden, düşünme, yorumlama, sağduyu... hiçbir şey yoktur. Bu yüzden sapık demek aslında doğru değil. Ciddi anlamda kronik hastalar. Aslında dünya insanlığın büyük çoğunluğu, bir yaratıcıya inanır. Yani bir dini inanç, insanı bu hale getirir mi? Elbette getirmez ama dozajında olursa getirmez. Aşırısı, her anlamda, dürtülerimizi bilincimizde yaşamamıza sebep olan, hastalıklı varlıklar haline getirir. Neden mi? Çünkü Freud'un şöyle bir açıklaması da vardır:

"Din, sahip olduğu gücünü, bizim içgüdüsel isteklerimizi karşılamak olgusundan alan bir yanılsamadır"

Freud'un bakış açısından bakınca, yapboz parçaları yerine çok daha iyi oturuyor.

Freud'a göre temel dürtümüz cinselliktir ama bu cinselliğin temelinde yatan gerçekte, insanın mutlu olma arzusudur. Bu yüzden Freud için, insanın mutluluğu en yoğun olarak yaşadığı ve insan olarak en haz duyduğu şey cinsel tatminkarlıktır.

Bu Arap milliyetçisi yobaz Siyasal İslamcılar için, insanı bu hayatta mutlu edecek her türlü faktör yanlıştır. Onlar için bilim yanlıştır, sanat yanlıştır, siyaset yanlıştır, spor yanlıştır... Peki onları ne mutlu edecek? Mutlu olma arzusunu nasıl yaşayacaklar? Elbette cinsellikle. Çünkü mutlu olabilecekleri başka bir şey yok. Üstelik mutluluk, salt cinsellikte olunca, onlar için karşı cins bile yetersiz kalıyor. Mutlu olma amacıyla daha fazlasını istiyor ve annesini, kızını bile arzuluyor.

Aslında Freud, insanın en önemli arzusunun mutlu olmak olduğunu ve bunun temelindeki gerçeğinde cinsellik dürtüsünün olduğunu söyleyerek "Tek gerçek sekstir. Haydi hepimiz birbirimizle yatalım. Bizi tek mutlu eden şey budur. Wuhuuuu..!!!" demiyor elbette. Freud'a göre yaptığımız çoğu şeyde, cinsellik dürtümüzün eseri vardır. Sadece bu dürtü bilinçaltımızda olduğu için, bu gerçeğin farkında değiliz. Örnek verecek olursak:

Bir ressamın yapığı bir resimde, farkında olmadan bu dürtüsünü yansıttığı bir şey olabilir. Dediğim gibi, örnek olarak söylüyorum. Mesela bir aslan çizmiştir. Aslan bilirsiniz, yan gelir yatar, eşi yemeğini getirir ve cinsel ilişkiye en çok giren hayvanların başında gelir. Ya da mesela yaptığı resimde, kırmızı tonları fazla kullanmıştır ve o ressama göre kırmızı renk, belli sebeplerden, kendi bilinçaltında cinsel dürtüleriyle bağlantılı olabilir. Veya bir müzisyenin yaptığı bir beste. Örnek olarak Beethoven. Şu an birçokları için dünyanın gelmiş geçmiş en büyük müzisyeni olan Beethoven'ın eserleri, yaşadığı dönem, cinsel dürtüleri çağrıştırdığı gerekçesiyle eleştiriliyordu. Yani aslında Freud'un kastettiği şey bu. Ancak siz salt dinle yaşayıp, o günah, bu günah şu günah, şu da günah, günah, günah, günah... derseniz, sapkın bir bilince sahip olmaktan başka hiçbir şey kazanamazsınız.

Evet, sapıklık diye bir kavram yoktur. Hastalık diye bir kavram vardır. Bu Arap milliyetçiliğine dayalı yobaz Siyasal İslamcılarında çoğu hastadır ve tedavi edilmeleri gerekir.

Yazımı küçük bir Freud hikayesiyle bitirmek istiyorum.

"Freud bir dersinde, öğrencilerine "Bir insanın sigara içmesi normaldir. Fakat bir insanın çok sigara içmesindeki psikolojik etken, bilinçaltındaki penis düşüncesidir. Eğer bu sigarayı çok içen kişi bir erkekse, ya penisi büyüktür ve farkında olmadan, bilinçaltındaki düşüncesiyle, bu gerçeğin mesajını bu şekilde veriyordur ya da bir erkek olduğu halde penise arzu duyuyordur" Bunun üzerine, uyanık öğrencilerinden birisi "Efendim, sizde sürekli puro içiyorsunuz. Bunun sebebi nedir?" diye sorunca, Freud şu cevabı verir:

"Bazen bir puro, sadece bir purodur"

:)))

Sevgiler ve saygılarımla...